3 Nisan 2014 Perşembe

illa başlık gerekiyorsa kırmızı başlıklı kız olsun

Bazen her şeyi birileri senin için yapsın istersin, senin için düşünsün, senin için alsın, senin için üzülsün, senin için yazsın..Ve bazen senin yerine duygularını kaleme getirsin..tüm bunlar bazen çok zor geliyor. Hatta kafan iyice ağırlaşınca bir odadan diğerine geçmek bile..

4 Mart 2014 Salı

merhaba..


25 Şubat 2014 Salı

sıvı sabunla yıkanan recep ivediğin limonlu çay keyfi

İyi marka sıvı sabun kutusunun içinden ucuz bir sabunun çıkması gibi hayat..bugünlerde..

yağmur yağar limonlu çay içilir..minik limon dilimleri hatırlıyorum çocukluğumdan sivri iki uçlu limon çatalıyla itina ile  çayın içine bırakılan bir de paketli kesme şekerler..sırf o paketleri açma hevesi için en az dört şekerli içtiğim çaylar..şimdi her markette var o kesme şekerlerden, zaten artık şekersiz içiyorum çayımı..

recep ivedik izleyenler avam olarak görülüyor ya bazı kesimlerce..şahan gökbakar kendiyle yarışıyormuş 4. seri survivor yeni bir rekoru kıracak gibiymiş..her şeye herkese gülemem hatta sinemada milletin puahahahha diye güldüğü çoğu şeye gülemeyen ben recep ivediğe hastayım diyebilirim:) iki iki dört acayip gülüyorum onu izlerken..tv de fragmanı vardı limonlu çaydan recep ivediğe bağladım konuyu..iki senedir doğru dürüst tv izlediğimi söyleyemem şimdi kurt seyit ve şurayı bekliyorum bir de survivoru..

ve hala kinyas ve kayra'dan sonra  hakan günday okuyamadım, o adamın kafasının içinde kaybolmak çıldırmak istiyorum, o kafadan çıkış yok :)

14 Şubat 2014 Cuma

vualet tutkusu:)

Oldum olası tüllü yarım şapkalara hayranlığım var. Vualet deniyormuş :) Bu saatten sonra ikinci kere evlenecek olmadığımdan dolayı en azından beyaz rengini takamayacağım..zaten hayalim özellikle siyah olanından takıp bir nikahta bu her hangi bir nikah olabilir itiraz ediyorum diye bagırmak :))) nikahın birini gözüme kestirdim zaten:)
Şu gelinliğin asaletine bakın
sırt dekoltesinde biraz oynama yapılırsa tam tarzım..
 
itiraz edecegım nıkahta şimdiki düşünceme göre bordo vişne çürüğü arası bir renkte kıyafet düşünüyorum ve aşagıdaki vualetin tüllü halini istiyorum..



bu vuolet ayagıma gelecek!:))

10 Şubat 2014 Pazartesi

Eşsiz ruh Kafka!

Helsinki'nin tam merkezinde Kafka Cafe vardır. Defalarca önünden geçtiğim her geçişimde burada tarçınlı çörek yiyip filtre kahvemi içerken Kafka okusam diye düşündüğüm ancak hiç yapmadığım, gerçekten istesem mutlaka yapardım. Kafka kafede Kafka okumak yapmacık geliyordu düşününce, ruhuna Fatiha okumak bile daha gerçekçi olabilirdi:) Gel gelelim ben bu adamı çok seviyorum..evet o eşsiz bir ruh..İyi ki Milenaya mektuplar yazmış. şimdi ben Anadolu'nun ortasında Türk kahvemi içerek onu okumaktan memnunum. tek kelime ile passiflora etkisi yatarıyor:)

"Bak Milena, en çok seni seviyorum’ diyorum ama gerçek sevgi bu değil belki, ‘Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki"..
Korkuyorum..
Düşenlerle böbürlenen bir dünyada yaşıyoruz. Atamıyorum adımımı, ürküyorum, onun için yere basamıyorum. Evet.. Belki yorgun değilim, korkağım yalnız. Beni altüst edecek bir serüvenin ardından gelecek o büyük yorgunluktan korkuyorum"..



"Sen benim için ayrıca, içinden sokakları seyredebildiğim bir pencereydin. Bunu tek başıma yapamıyordum. Terk edilmiş biri olarak yaşayan kişi, böyle bir kişi, sokağa bakan bir pencereden sonsuza dek vazgeçemez"..

"Ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terkedilmişlik içerisindeyiz. Önümde durup bana baktığında, ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun ne de ben seninkileri ve senin önünde kendimi yere atsam. Ağlasam ve anlatsam bile, biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen, benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin"..

GİBİ GİBİ........

17 Ocak 2014 Cuma

Baykuş figürü

Her yazımda mutlaka resim kullanırım ancak baykuşla ilgili yazacağımdan dolayı resim kullanmayacağım:) son yıllarda baykuş figürü resmen trend haline gelmiş durumda ve ben bundan rahatsız oluyorum:) bırakın gerçeğini figürüyle bile göz göze gelmekten kaçınıyorum..ciddi ciddi bir takıntı olmaya başladı. Hiç sevmiyorum bu yaratığı kendisi korkunç çirkin görünmesinin yanında bir de kimilerinin inanmadığı uğursuzluğu var. Yaşanmış gerçekler bunu kanıtlıyor..Baykuş ölümü getiriyor sanki..Umarım hiç karşılaşmam kendileriyle..kedi yapın panda yapın tavşan yapın baykuşlu figürleri yapmayın rica ediyorum:))

15 Ocak 2014 Çarşamba

Limon dilimli sek günler..

Eskiden sevdiğim şeylerin sayısı daha fazlaydı..Gün gün azalıyor zaman gibi..Ama hala yavru köpekleri, renkli yumakları, eski türk filmlerini ve telaşsız sek günleri seviyorum :)

8 Ocak 2014 Çarşamba

Hayatı olumlama..

Benim evrene hep olumlu mesajlar gönderen ve sonuçlarını aynı gün aldığını söyleyen bir kuzinciğim var:) Benimse aram iyi değildir böyle şeylerle hep bi inatlaşma hep bir dikleşme restleşme hayatla..bu sabah hadi dedim bende olumlama yapayım hayatıma iyi dileklerimi gönderdim ama mesaj hala askıda bakalım ne zaman iletilecek :)
Yaşam koçlarının hayatı olumlama cümleleri komik geliyor bana ben güzelim ben iyiyim mutluyum her hatamla kendimi kabul ediyorum herşeyi mıçmış batırmış olabilirim yıllar geçmiş hala aynı yerde olabilirim ama ben mükemmelim lay la lalayy. Evren dediğin bir muamma bir karadelik ve umarsız ve bencil evren beynimin içi..ben ne zaman olumlasam mutlu hissetsem başıma bir şey geliyor bu yüzden böyle iyiyim..sıcak şekersiz neskafe en iyi başlangıç bir gün için.dilerseniz .evrene mesajınızı yorum kutusundan bırakabilirsiniz :)

3 Ocak 2014 Cuma

Penceresiz bir oda olmamalı..

Böyle bir oda çoğu kimsenin hayali olabilir. Yanında battaniye kahve olmazsa olmaz klasiklerden bir de yağmur. Ama bu odanın penceresi yok gibi geldi bana, görmediğin şeylere inanmama dürtüsü olabilir mi?
Gitsem gitsem nereye gitsem diye düşünürken bir kaç gündür blogları dolaşıyorum sanki artık ben yazmıyorum diye kimse yazmıyor zannederken aynı sıcaklığında devam ediyormuş meğer:)
Yine bir doğum günüme sayılı günler kala yaşlandım zırvaları yapmaya başladım. Kendimi her tür yeniliğe açık bitmeyen enerjili orjinal fikirlere bayılan birisi gibi görürken aslında daha farklı biri olduğumu keşfettim..Ve anladım ki yaş, zaman, tecrübe bunlar çok önemliymiş. Kendimi yeni yeni tanımaya başladım sanki, aslında çok da değişiklik sevmeyen, alışkanlıklarından kopmaktan ödü kopan hatta sıradanlığımın bile bozulmasını istemeyen biri oldum evet yani yaşlandım :))
Geçen akşam pencereden bakarken ki bu da bir yaşlanma belirtisi :)) bir kaç ergen çocuğun köşe başındaki çöpleri tutuşturduğunu gördüm. Baya da büyük bir ateş topu oluştu ve ben huysuz yaşlı amaçsız ihtiyarlar gibi onları ihbar ettim pencerenin gerisinden izledim hatta ne işime yarayacaksa bir kaç da fotograf çektim. Tabi olay yerine ekipler gelene kadar çocuklar çoktan kayboldu. Aslında onlara çok sinirlendim yakalansalar hoşuma gidecekti:)

Yeni bir yıla daha girdik, her geçen yıl bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete dedirtiyor zaten..Ama küçük mutluluklar olduğu sürece yaşamak hala çok güzel..
Benim bugünlerde Hakan Günday okuyasım var..


3 Ekim 2013 Perşembe

başlıksız ve şekersiz olsun

2007 de yazmaya başlamışım. Sanki asırlar geçmiş üzerinden..uzuuuun uzun zamandır koptum gittim buradan ama burayı sevmediğim anlamına gelmiyor.
Hani bir şeyin büyüsü bir anda kaçıverir ve bir daha aynı olmaz ya sanırım böyle oldu.
Bazı güzel şeyler içinde bulunduğun an değerli oluyor. Yıllar önce bir ortamda iyi demlenmemiş çaya büsküvi batırıp yemiştik sohbetimize de doyum olmamıştı. Ertesi gün aynı ortamı yarattık aynı çay aynı büsküvi ama bir önceki gün gibi olmadı. O zaman anladım ki her şey an'lardan ibaret. Zorlamakla olmuyor..
Zaman geçiyor herkes her şey değişiyor..
kahveyi hala çok seviyorum ve yağmuru ve kitapları ve uzun zamandır izlemesem de g.kore filmlerini..tekrar yazmak istiyorum buradan veya başka bir sayfadan bilemiyorum..
takip ettiğim blogların çoğu terkedilmiş..olanlar olmuş misali..
hala şu yazdıklarımı okuyan birileri varsa selamlar..